Gezi tarihi: Mart 2017
Sultanahmet Meydanına gitmeyeli nerden baksam 3-4 yıl olmuştu. Topkapı Sarayı'nı ise en son 2006 yılında gezdiğimi hatırlıyorum. Kaşıkçı elmasının neye benzediğini unutmuştum. Sibelle gezelim görelim dedik. Tam cüzdanlarımızdan müze kartlarımızı çıkarmıştık ki geçerlilik sürelerinin geçtiğini farkettik. O halde yeniden müze kart çıkarmalıydık :) Ve çıkardık da... Yalnız sırada beklerken değnekçi tipli adamlar komisyon karşılığı hızlı bilet vermeyi teklif ediyordu millete. Tipler biraz karanlıktı...
Her zamanki gibi yine kalablık turist kafileleri, bilet almak için gişede sıra bekliyordu. Turistlerin kılık, kıyafet ve saçlarına yoru yaparak sıranın bize gelmesini bekledik. Sarayın bazı bölümleri için ayrıca ücret isteniyor. Örneğin harem kısmı. Bu, bence adil bir uygulama değil. Müzekartsız, saraydaki her yeri gezip görmek isteyen sivil bir şahıs yaklaşık 80 TL'yi gözden çıkarmak zorunda...
Biz ekstra ücret gerektiren yerleri gezmedik. Bu arada kaşıkçı elmasının olduğu kısımda tadilat olduğu için göremedik. İnsan üzülmüyor değil... Genel itibarla saraydaki yapıları ve salonları gezerken dikkat çeken çini ve seramik sanatına Osmanlı zamanlarında ne kadar önem verildiği dikkat çekiyor. Adını unuttuğum bir padişahın iftar zamanı orucunu açmak için deniz manzaralı bir kamelya yaptırması için vaaay dedim. Adamlar orucunu bile açarken manzaranın tadını çıkarmışlar.
Aşkımdan deniz manzaralı güzel bir poz :)
Burası da Osmanlı Devletinin ileri gelenlerin toplanıp kararlar aldığı Divan-ı Hümayun'un içi. Oldukça süslü...
Farklı bir poz denerken biz :)
Sultanahmet gezisini bitirdikten sonra Büyük Valide Han'a gidelim dedik. Gittik ama tepeye çıkamadık. Tadilat varmış :( Biz de rotayı Eyüp tarafına çevirdik. Pierre Loti'ye gittik. Nedense teleferikle çıkmak yolun yarısında aklımıza geldi. Mezarlıkların arasında epey yürüdük. Bir dahaki gelişimize teleferikle çıkalım kararını aldık.
Nasıl, manzara hoş değil mi :))